- - - (   BLOG DÜNYASI   ) - - -

ROBOsel  - Robotik Projeler

CAREsel   - Dikkat Çekici ve Bilgilendirici Konular

LIFEsel    - Yaşamdan Kesitler, Umuda Açılan Pencereler

MAPsel     - Yüksek Kaliteli Haritalar -   MAPist (İstanbul)

SOFTsel   - Selçuk Ertuğrul'un Program Günlüğü

DIGIsel    - Digital Hayattan Linkler

GALERİ    Kerio WinRoute Firewall    MÜTEF Blog   TECHsel   PHOTOsel   HARDsel 

Özel Arama

7 Aralık 2007 Cuma

İnovasyon Nedir?


 
İnovasyon , Latince bir sözcük olan "innovatus"tan türemiştir. "Toplumsal, kültürel ve idari ortamda yeni yöntemlerin kullanılmaya başlanması" anlamındadır. Webster, inovasyonu "yeni ve farklı bir sonuç" olarak tanımlar. Türkçe'de "yenilik", "yenileme" gibi sözcüklerle karşılanmaya çalışılsa da, anlamı tek bir sözcükle ifade edilemeyecek kadar geniştir. Diğer yandan "yenilik" ve "yenileme" "inovasyon" sözcüğü ile ifade edilmeye çalışılan kavramın dışında da çağrışımlara yol açmaktadır. Bu nedenle, "inovasyon"un teknik bir sözcük olarak kabul edilip, tıpkı "teknoloji" sözcüğünde olduğu gibi dilimize oturtulmasında yarar var.

Günümüzün hızla değişen rekabet ortamında ayakta kalabilmek için şirketlerimizin ürünlerini, hizmetlerini ve üretim yöntemlerini sürekli olarak değiştirmeleri ve yenilemeleri gerekmektedir. Bu değiştirme ve yenileme işlemi "inovasyon" olarak adlandırılır.

İnovasyon, yeni veya iyileştirilmiş ürün, hizmet veya üretim yöntemi geliştirmek ve bunu ticari gelir elde edecek hale getirmek için yürütülen tüm süreçleri kapsar. Yeni veya iyileştirilmiş ürün, hizmet veya üretim yöntemi geliştirme, yeni düşüncelerden doğar. İnovasyon sürekliliği olan bir faaliyettir. Bu nedenle, ortaya atılan, geliştirilerek işler hale getirilen ve sonuçta firmaya rekabet gücü kazandıracak şekilde pazarlanan bu fikirlerin ve sonuçlarının tekrar tekrar değerlendirilmesi ve yeni getiriler için yaygınlaştırılarak kulanılması gerekir. Bu sayede doğacak yeni fikirlerse yeni inovasyon faaliyetlerini doğurur.

İnovasyon, ya radikal fikirler sonucu daha önce denenmemiş ve geliştirilmiş ürün veya üretim yöntemlerinin ortaya çıkarıldığı büyük atılımlarla oluşur (radikal inovasyon), ya da adım adım yapılan, bir dizi geliştirme ve iyileştirme faaliyetini içeren çalışmalarının bir sonucu olarak ortaya çıkar (artımsal inovasyon).

Araştırma-geliştirme (Ar-Ge), inovasyon için gereken en önemli faaliyetlerden biridir. Ancak girişimsel inovasyon yoksa, diğer bir deyişle Ar-Ge'yi yapanların girişimcilik niteliği yoksa, değer yaratılamaz; Ar-Ge sonuçları inovasyona dönüştürülemez. Dolayısıyla, teknoloji-tabanlı firmalar dışında kalan tüm firmalarda yürütülen inovasyon çalışmaları sadece "teknolojik inovasyon"u değil, "organizasyonel inovasyon" ve "sunumsal inovasyon"u da kapsar. Kaldı ki, teknoloji tabanlı firmalarda her ne kadar ağırlık teknolojik inovasyona veriliyorsa da, organizasyonel ve sunumsal inovasyona yeterli kaynak ayrılmadan başarılı olunması beklenemez.

Teknolojik İnovasyon: Teknolojik inovasyon, teknolojik ürün ve süreç inovasyonunu kapsar. Burada ürün, hem fiziksel bir ürünü hem de hizmeti ifade etmektedir. Teknolojik olarak yeni bir ürünün veya sürecin geliştirilmesinin yanısıra, mevcut ürün ve süreçlerde önemli teknolojik değişikliklerin yapılması da bu kapsamda değerlendirilir. Ürünün pazara sunulması ve sürecin üretimde kullanılması ile inovasyon gerçekleştirilmiş olur. Teknolojik ürün inovasyonu, tüketiciye yeni veya iyileştirilmiş hizmetler sunmak amacıyla performans özellikleri artırılmış bir ürünün geliştirmesini/ticarileştirilmesini ifade eder. Teknolojik süreç inovasyonunda ise, yeni veya önemli ölçüde gelişmiş bir üretim ya da dağıtım yönteminin uygulanması söz konusudur.

Organizasyonel inovasyon: Yeni çalışma ve iş yapış yöntemlerinin geliştirilmesi ve/veya uyarlanarak kullanılması ile bir firmanın rekabet gücünün yükseltilmesini ifade eder.

Sunumsal inovasyon: Yeni tasarımların ve pazarlama yöntemlerinin geliştirilmesi ve/veya uyarlanarak kullanılması ile bir firmanın rekabet gücünün yükseltilmesidir.

İnovasyon icat değildir. İcatların sonuçlarından yararlanabilir ancak asıl önemli olan ekonomik getirisi olan, henüz yapılmamış, bilinmeyen birşeyleri yapmaktır. Bu nedenle de fikirler ve kavramlar önem kazanır. Elektrikli süpürge J. Murray Spengler tarafından icat edilmiş olsa da ticarileştirilmesini ve satışını W. H. Hoover adlı bir deri imalatçısı gerçekleştirdi. Bunun için de Spengler adı değil, Hoover adı dünya çapında bilindi ve yayıldı.

İnovasyonun büyüklüğü yaratacağı etkinin büyük olacağı anlamına gelmez. Mevcut ürünlerde, hizmetlerde ve süreçlerde tamamlanmayı bekleyen küçük parçalar, büyük inovasyonları doğurur. Sony'ye milyarlarca dolar kazandıran küçültülmüş kulaklıklı kasetçalar (Walkman) gibi. İnovasyon için fırsatları ararken bir firmanın "Şu anda mümkün olanı daha çok değer elde eder hale nasıl getirebiliriz?", "Ne tür bir adım atarsak ekonomik sonuçlarımızda olumlu yönde değişir?", "Tüm kaynaklarımızın kapasitesini ne tür bir değişiklik artırır?" sorularına yanıt araması gerekir. Başarılı bir inovasyon, farklı düşünmek ve farkı yapmakla gerçekleşir. Einstein'ın dediği gibi "Bugün yarattığımız dünyanın problemleri, bu problemleri yaratırken düşündüğümüz şekilde düşünürsek çözülemezler."

Ayakta kalmak ve rekabet etmek için alıcıların ürünlerimizi tercih etmelerini sağlamalıyız. Tercih edilmek için ürünlerimize eklediğimiz özellikler inovasyondur. İnovasyon, bir şirketin daha yüksek kâr marjı kazanmasına neden olsa da bunun ne kadar süreceğini tahmin etmek imkansızdır. Günümüzde gelişen teknolojinin, değişen müşteri isteklerinin, bilgiye ve teknolojiye kolaylıkla erişen rakiplerin inovasyonu taklit etme becerilerinin hızlarını düşünürseniz, tek bir inovasyonla elde edilen rekabet avantajının ne kadar kısa sürebileceğini tahmin edebilirsiniz. Bu nedenle, sürekli olarak inovasyon yapmak gerekir.
-----------------------------------------------------------------------
Alıntı : http://www.ituybk.org/sayfa.htm

3 Ekim 2007 Çarşamba

SAMSUNG 961BF 19" LCD

-----------------------------------------------------------------------

Eski bilgisayarımı sattım ve yeni bir bilgisayar aldım. Monitör olarak LCD seçtim bunun nedenleri daha az güç harcaması, hafifliği, radyasyon olmaması, yer kaplamaması, titreşim veya parlama sorunu yok, daha keskin görüntü, ayrıca seçtiğim ekranın birçok yöne dönebilmesi idi.


LCD monitörleri araştırdım ve 961BF’yi seçtim. Öncelikle bilgisayar başında uzun süre çalıştığım için daha geniş bir ekrana sahip olmam gerektiğini düşünerek 19” e karar verdim. Çünkü bence rahat çalışabilmek için ekranın en az A4 boyutlarında olması gerekir. Belgelerle uğraşırken veya kod yazarken aşağı yukarı fazla hareket etmek elbette dikkati dağıtır.

Marka olarak Samsung zaten dünyanın en kaliteli tüplerini üretip, satan birkaç firma arasında. Mesela Vestel Samsung’un tüplerini kullanıyormuş.

Mükemmeli arayanlar için 961BF Samsung 19" 5:4 monitörlerin arasında kalite/fiyat oranı bence en iyi olan, bütün özellikleri yüksek, ekonomik, ergonomik bir LCD.

Hareket kabiliyeti mükemmel. Ekranı öne, arkaya yatırılabiliyor, bulunduğu yerde yaklaşık 300 derece parmağınızla sağa, sola çevirebiliyorsunuz. Ekranı 90 derece döndürerek 4:5 oranında uzun bir ekrana sahip oluyorsunuz (Ekran kartının görüntü çıktısı 90 derece ayarlanarak).




Kutu İçeriği:

Samsung 961BF
Analog ve DVI kablo
Power kablosu
Sürücü CD’si
Temizlik için bir adet bez
-----------------------------------------------------------------------

Bağlantılar:       Samsung 961BF
                                EXA Bilgisayar

Monitör Seçiminde İpuçları


Eğer hergün saatlerce bir bilgisayar monitörüne bakıyorsanız, işinizin gereklerine en uygun olanını seçmelisiniz. Düz panel LCD (liquid-crystal display) monitörler ile klasik CRT (cathode-ray-tube) monitörlerin her ikisi de iyi seçeneklerdir. Herhangi birisini tercih ederken göz önünde bulundurulması gereken bazı konular şunlardır:

CRT (cathode-ray-tube) Monitör ve LCD (liquid-crystal display) Monitör




MALİYET :

CRT'ler LCD'lerden daha ucuzdur. Aynı miktar para ile LCD'ye göre daha büyük bir CRT monitör alabilirsiniz. Eğer büyük tablolar veya teknik çizimlerle uğraşıyorsanız, bu önemli bir ayrıntıdır. Çok iyi bir 21" monitör, 19" iyi bir LCD monitör ile yaklaşık aynı maliyete sahiptir.

GÖRÜNTÜ KALİTESİ :

Renk seçenekleri: CRT'ler daha fazla renk seçeneği sunarlar ve bu yüzden grafik tasarımcıları tarafından daha fazla tercih edilirler.

Resim yanıtı: CRT'ler bilgisayar oyunları ve filmlerdeki hızlı hareket eden resimlere LCD'lerden daha hızlı yanıt verirler ve bu yüzden oyun severler tarafından daha fazla tercih edilirler.

İzleme açısı: CRT'ler LCD'lerden daha geniş bir bakış açısı sunarlar. Bir LCD monitörün tam karşısında değilseniz, yanlara hareket ettikçe görüntü solar.

Çözünürlük: CRT'ler, daha fazla alan görüntüleyebilmek için genellikle ayarlanabilir pixel çözünürlüğüne sahiptirler. LCD'ler ise önceden ayarlanmış (pre-set) çözünürlükte en iyi görüntüyü verecek şekilde tasarlanmışlardır. Bunu değiştirmek resim kalitesini düşürür.

Titreme: LCD'ler CRT'ler gibi titreme yapmaz. CRT'lerdeki tazeleme hızları (refresh rate) 15-17" ekranlar için en az 75 Hz veya daha yüksek, 19" ekranlar için ise en az 85 Hz olmalıdır, aksi halde görüntü titremesi sorunu yaşarsınız.

Bozulma (Distorsiyon): LCD'ler CRT'lere oranla daha keskin görüntüleri daha az bozulmayla verir. Bununla birlikte CRT'ler yine de iyidir.

Parlama: LCD'lerde parlama sorunu yoktur. Ancak yeni çıkan ve her üreticinin kendine göre isimlendirdiği parlak ekranlı LCD monitörlerde parlama yapar. Ancak yine bu parlak ekran teknolojisi sayesinde LCD'nin ürettiği ışık daha iyi şekilde dışarıya yansıtıldığından contrast ve parlaklık seviyesi yükseldiğinden ışık oranı yüksek ortamlarda dahi kullanılabilmektedir. YAlnız Işık kaynağını arkanıza alıp çalışamanız rahat yansıa nedeniyle rahat çalışmanızı engelleyebilir. CRT'lerde parlama olmasına karşın, düz kare ekranlı CRT'ler yansımayı daha ucuz olan dışbükey yüzeyli CRT'lere göre daha fazla azaltır.

Radyasyon : CRT'ler günümüzde MPRII standardı ile düşük seviyede radyasyon üreten cihazların üretilmesi sağlanmıştır. LCD monitörler ise bilinen herhangi bir zararlı ışımaya sebep olmamaktadır.

Zararlı Kimyasal İçeriği : LCD monitörler herhangi sebeple kırıldıklarında ekran içersinde renklendirmeye yardımcı olan bir kimyasal sıvı akması mümkün olabilir. Bu sıvıya herhangi bir şekilde temas edilmemesi gerekir. Temizlik için ise ciltle temas etmeyecek şekilde temizlenmesi gerekir.

CİHAZ ÖZELLİKLERİ :

Ağırlık: CRT'ler daha ağırdır. Örneğin 17" bir CRT monitör ortalama 20 kg ağırlığındadır. Aynı büyüklükteki LCD'ler ise yaklaşık 4-5 kg ağırlığındadır.

Boyut: Bir CRT'nin derinliği genellikle ekran ölçüsüne eşittir. 17" bir CRT monitörü masanıza yerleştirmek için ekran gerisinde 17" (yaklaşık 43 cm) bir boş alana ihtiyacınız olur. LCD'ler ise ekran gerisinde 15-20 cm'lik bir alana ihtiyaç duyarlar.

Enerji tüketimi: LCD'ler CRT'lerin yarısı kadar enerji harcayarak tasarruf sağlarlar. Bir LCD ortalama 25-40 watt elektrik tüketirken 17 " CRT'ler 90-100 watt tüketir. LCD'lerde ısı yayımı da daha azdır.

Kullanım ömrü: LCD'lerin ömrü yaklaşık CRT'lerin iki katı kadardır.

STANDARTLARA GÖRE :

TCO STANDARDI
TCO standardı Swedish Tjanstemannes Central organizasyonu tarafından 1991 yılında oluşturulmuştur. TCO standardı özellikle alternatif elektrik alanındaki gürültüler ve bunların diğer cihazlar üzerindeki etkilerini inceler. TCO, MPR I’den biraz daha katı ve sert şartlara sahiptir. TCO standardı oluşturulduktan sonra, ortaya çıkan yeni şartlara göre standarda yeni kriterler eklenerek geliştirilmiş ve TCO 92, TCO 95, TCO 99 gibi versiyonları ortaya çıkmıştır.

ÖZET :
LCD monitörler radyasyon üretmemeleri, yerden tasarruf sağlamaları ve titreşim veya parlama sorunu olmaksızın, temiz ve keskin görüntüler sunar. Daha parlak görüntü vermesinden dolayı, yüksek aydınlatmada veya pencere kenarlarında dahi rahat izlenir

CRT monitörler daha büyük ekranı daha ucuza sunarlar ve grafik görüntüler açısından daha iyidirler. Bu yüzden, karar verirken bütçenizi, yer durumunuzu, kullanım süreniz ve sıklıkla kullandığınız yazılımları göz önünde bulundurunuz.


Alıntı:     http://www.atkbilisim.com/content/view/20/34/

7 Haziran 2007 Perşembe

Türkçe Üzerine Çalışmalar

-----------------------------------------------------------------------

SINANOGLU.NET ' ten Türkçe Adların Kullanımıyla İlgili Başarılar :

-----------------------------------------------------------------------
İstanbul Park

İstanbul’da yapılacak Formula 1 yarışları için hazırlanan pistin ‘Speedpark'' olarak belirlenen ismi, ilgili kuruluşlara ve basın mensuplarına gösterdiğimiz yoğun tepkiden dolayı “İstanbul Park” olarak değiştirildi.

Dünyanın en önemli spor organizasyonlarından Formula-1’e ev sahipliği yapacak olan İstanbul Kurtköy’deki pistin yapımı tüm hızıyla sürüyor. Formula-1 pistinin adı, gelen tepkiler nedeniyle üçüncü kez değiştirildi.

Buna göre 21 Ağustos’ta Formula-1 Dünya Şampiyonası’nın düzenleneceği pistin adı ‘İstanbul Park’ olarak belirlendi. Daha önce ‘Otodrom’ ve ‘İstanbul Speed Park’ adlarına karşı çıkılmıştı. Böylece pistin adı üzerine devam eden tartışmalar ve köşe yazarlarının Türkçe kampanyaları meyvesini vermiş oldu.

-----------------------------------------------------------------------
Kayseri'deki devasa alışveriş merkezi ARMONIUM açıldı.
Fakat adı KAYSERİ PARK!


"BİR ZAFER HABERİ DAHA! Kayseri'li insanların verdiği büyük tepkiden dolayı Armonium adı altında açılacak olan Kayseri'nin en büyük alış veriş merkezi, açılmadan önce ismi değiştirildi. Yeni adı: KAYSERİ PARK.

-----------------------------------------------------------------------
Myshowland'in yeni adı İstanbul Gösteri ve Kongre Merkezi oldu.

Avrupa'nın en büyük, dünyanın ise ikinci büyük eğlence merkezi olan İstanbul'daki Myshowland ismini değiştirme kararı aldı. Merkezin sahibi Mustafa Özbay, Türkiye'nin dünyaya açılan eğlence kapısı olduklarını ve Türkçe'ye saygı için özellikle Türkçe isim seçtiklerini söyledi. Özbay yeni ismin ise İstanbul Gösteri ve Kongre Merkezi olacağını açıkladı.
-----------------------------------------------------------------------
KULE CITY'den KULE SİTE'ye

Konya 'da, halkın hizmetine sunulmak için açılan alışveriş merkezinin adının KULE CITY olarak belirlenmesi tüm halkın tepkisini çekmişti. Selçuk Üniversitesi Türkçe Topluluğu'nun çok büyük katkılarıyla alışveriş merkezinin adı KULE SİTE olarak değiştirildi.
-----------------------------------------------------------------------
BJK Store’larda İsim Değişikliği

Spor camiasının değerli yöneticileri,

Sizlere, mağazalarınıza vermiş olduğunuz STORE ya da CLUB adlarının değiştirilip Türkçe bir isim bulunması yönünde önerilerde ve taleplerde bulunmuştuk. Ülkemizin, dünya çapında saygın konuma gelmesi için öncelikle kendi vatanında saygıya değer çalışmalar yapıp üretimde bulunması ve halk tarafından da gururla desteklenmesi gerekmektedir. Ancak, kendimize olan saygımızı, ürünlerimize ve mağazalarımıza yabancı kelimeler koyarak yitirmekteyiz. Aynı durum, Türk spor kulüpleri için de geçerlidir. Siz spor kulüpleri, Türk taraftarına yönelik ürettiğiniz ürünlerinizi, onları yabancı yerine koyarak STORE gibi gereksiz bir kelime ile adlandırdığınız mağazalarınızdan satışa sunmaktasınız.

Beşiktaş Spor Kulübü ise bu yanlışlıktan dönerek mağazalarının adını KARTAL YUVASI olarak değiştirmişlerdir. Tüm Türk halkı adına Beşiktaş'a teşekkür ederiz.

Sizlerden istediklerimiz ise Beşiktaş'ın göstermiş olduğu bu özveriyi göstermeniz, dünyada Türkiye'yi başarı ile temsil eden siz kulüplerimizin mağaza adlarını ülkemize yaraşır bir adla değiştirmeniz ve ülkemizin en güzide takımları olarak Türkçe kullanımında tüm Türkiye'ye örnek olmanızdır.

Spor kuruluşları olarak kafa kafaya verip birlik içinde, beklenen bu kararı almanızı canı gönülden talep etmekteyiz. Unutmayın, bu değişiklik size bir kayba neden olmayacak aksine milyonların takdirini kazandıracaktır.

Saygılarımla.

Sonuç:

Lisanslı ürünlerimizi taraftarlarımıza ulaştıran mağazalarımızın ismi, Yönetim Kurulumuz'un aldığı karar ile "Kartal Yuvası" olarak değiştirilmiştir.

http://www.bjk.com.tr/tr/haberler.php?h_no=9359
-----------------------------------------------------------------------

Kaynak :   http://www.sinanoglu.net/

20 Mayıs 2007 Pazar

{ shifthappens }

Selçuk Ertuğrul'un Günlüğü
 



sanal alemde yerini aldı.

*
  
©       { Do Innovative }       ©
  
*
 

Ellerimizin Büyük Boşluğu

Bir çocuk oyuncağını alamamış, bir kız sevdiğini saramamış

Bir anne yıllardır kolları açık bekliyor oğlunu, bir adam paramparça bir çift göz için

Biri ekmek götürememiş evine, birisi aşk

Birimiz dünyayı kurtaracak, birimiz yarını

Birimizin aklı tutuşmuş yanıyor, birimiz bomboş kalbine bakıp birini anıyor

Birimiz ayrılığın ilk günü gibi her akşam kanıyor, birimiz kıyametin koptuğuna inanıyor

Birimiz çekip gitmiş yeryüzünden ellerini hala açık sanıyor...

Selçuk Ertuğrul'un Kişisel Bloğu 2006-2012